Duygusal Zeka “Duygusal Muhakeme”
Binadan dışarı adım atmamla, yüzümün her hücresinde hissettiğim serin, kimilerine göre soğuk, fakat an itibari ile bana geeerrrçekten iyi gelen rüzgarın rahatlatıcı etkisi ve buna eşlik eden deriiiiinnnnn bir NEFES…
Şu an tek istediğim, etrafımdaki hiçbir şeyi dikkate almadan yüzüme vuran rüzgar ve kendimle attığım her adımın farkına vararak sindire, sindire otobüs durağına yürümek…
İlk defa fazlasıyla yeterli olduğunu düşündüğüm 5 dakikalık yol boyunca düşünen beynim ile ben; “nasıl hissettiğimi, nasıl bir duruş sergilediğimi ve tepki verdiğimi, başka seçenekler ne olabilirdi, ben onun yerinde olsam ne yapardım, SINIRLI mı, KAPSAYICI mıydım, şimdi ne yapmalıyım, bu durumu başka biri ile paylaşmalı mıyım” gibi sorular ve cevapları ile “Duygusal Muhakeme” sürecine girdim..
Peki, neydi beni böylesine deriiiiinnnnn nefeslerim eşliğinde sadece yürüme isteğine iten ve bir saat önceye birçok açıdan ayrıntıları ile bakmaya zorlayan?
“Öncelikle, sanırım biraz da yapım gereği % 100 e yakın haklı olduğumu düşünsem de, bir de karşı taraftan kendime bakmak, zaman, zaman saçma olduğunu düşündüğüm seçeneklerinde üzerinden geçmek, karşı tarafı kırmamak adına bazen kırılgan olmak ve eeeeennnnn önemlisi yaradılışı gereği mükemmel olan insanoğlunun % 1 de olsa hata yapma hakkının olduğunu düşünmek ve buna inanmak..”
“Adı heeerrr neyse…” beni bu duygu durumuna sokan, farkındalıklarıma farkındalıklar katarak BÜYÜMEYE devam ediyor. Ve büyüdükçe, gelişiyor, büyüyor beynim, dolayısı ile de kalbim.
Şunu da çok iyi anlıyorum ki, “duygularımla başlayıp, kalbimi sıkıştıran, nefesimin şeklini değiştiren, dolayısı ile fizyolojimi olumsuz etkileyen bu durumu başkaları ile paylaşmak bana hiiiiiççççç iyi gelmeyecek. Sadece o an yaşadığım ve kendimi kötü hissettiren duyguları sıcak tutacak ve belki de sağlığımı bozacak…
Peki, sizce bu sonuçlara değer mi?
Eğer “Değer” diyorsanız, seçimlerimizle ilerleyip sonuçlarını kabul ettiğimiz hayat bizim.
Unutmayalım ki,
“Hayatta değişmeyen tek şey değişimdir.”