Nisan’ın Mavisi
“Her şey bir mavi kadar uzaktır insana, bir mavi kadar yakın…”
Düşünsenize “mavi” denilince neler geliyor aklınıza? Kimine uçsuz bucaksız, çoook
uzaklarda ama bir o kadar ulaşılabilir gökyüzü, kimine bazen hırçınlığı ve dalgasıyla
korkutan, bazen de huzur ve mutluluk veren deniz ve belki de sevdiğimizin gözleri…
Benim aklıma ise “mavi gibi gülen” her tonu güzel olan bu ayın özel insanları geliyor.
Bazen çoook uzaklarda gökyüzü gibi ama ulaşılabilir; sizinle göz temasından kaçınan,
başkalarına karşı ilgisiz olabilen ama sizin basit kelimelerle söylediklerinizi anlayan ve
hisseden. Belki de çok uzaklarda ulaşılmaz sandığınız; yanı başınızda.
Bazen hırçınlığı ile korkutan; sebepsiz yere gülüp ağlayan, duygularından biri aşırı
yüklendiğinde onu bizden daha çok korkutan öfke nöbetleri geçiren ve sakin duru bir maviyi
bulma yolunda; panik olmak ve korkmak yerine onu tetikleyen duyguyu bulup, huzur ve
mutlulukla maviyi izlemek.
Bazen de sevdiğimizin gözleri; “koşulsuzca sevmek”. Keşke gibi cümleleri bir kenara bırakıp,
onun tercihi olmayan bu durumu kabul edip, sabırla ondan desteği esirgemeden,
yapamadıklarını görmek yerine yapabildiklerine odaklanıp güçlü yönlerini keşfedip (müzik,
resim, her neyse) sevdiğinizin mavi gözlerine hayran olmak.
Bu ayın özel insanlarının bir o kadar güzel aileleri, hayatınızı yaşanır ve anlamlı kılmak adına;
içten ve sıcacık olan “seni kabul ediyorum ve seni her halinle olduğun gibi seviyorum”
cümlesini daha sık hatırlayıp ve belki de kulağına fısıldamak.
Sizin tek mavinize…