top of page

“Olmak” ya da “Olmamak”


“Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!” William Shakespeare

Dünyanın bir ülkesinde, bir şehrinde, ya da bir köyünde; yılın herhangi bir gününde her şeyden bir haber Ayşe, Fatma, …, Hasan, Hüseyin, … olmak.

Tamam oldukta, sadece doğmak, nefes alıp vermek mi olmak?

Bir düşünsenize “olduğumuz andan olmamaya giden yolda hayatımıza, kendimize hangi renkleri, ne kadar ve ne yoğunlukta kattık?”

“Ben Süheyla, bundan 43 sene önce dünyanın güzel bir köyünde olmuş; “tam bağımlı” sakin, uslu bir bebekliğin, “yarı bağımlı” cevabını bildiği sorulara pasifliğinden, korkularından dolayı parmak bile kaldıramayan okul yıllarının ardından, iş hayatı ile farklı, büyük bir şehirde kendi ayaklarının üstünde duran ve yıllar geçtikçe daha sağlam basan “bağımsız”, “iyi huylu kadın”..

Gününü ve saatini bilmediğim bir gün olmayacağım güne giderken gerçekleştirdiğim ve halen gerçekleşeceği günü bekleyen birçok hayalim, amacım ve hedefim var. Bunların arasında beni eeeeennnnn çok mutlu eden mi? “Etrafımda mutlu, huzurlu ve keyifli insanlar görmek; bunun adına bir şeyler yapmak ve yapmaya devam etmek…”

Veeeee tabi ki imkansızı isteyip bir gün beni hayal kırıklığına uğratmayacak hayallerim; öncelikle kendim sonra da çevremdekiler adına kendime kattıklarımla adım attığım ve atacağım hedeflerim.

Unutmayalım ki, “hayat küçük şeylerden oluşur ve eğer biz istersek büyük olur.”

Peki siz, olmaktan olmamaya giden yolculuğunuzda neyin hayali ile tutuşup, bunu ne kadar istediniz, küçükte olsa bir adım attınız; sizi mutlu eden şeyleri bulup, onlarla mutlu anlarınızı çoğalttınız; en son ne zaman taktir görüp, birini taktir ettiniz?

İyisi kötüsü ile tatlısı acısı ile bize farklı duygu durumları yaşatan insanlar, durumlar, olaylar; “hayat sizinle çoooookkkkk daha renkli”…

Süheyla Zarzık

23. 01. 2016

bottom of page